Hayvanseverlik Başka, Bulaşıcı Hastalıkları Davet Etmek Başka!
“Söz verdiğimiz üzere, yazlık beyin kursumuz devam ediyor. Bunu yaparken, paylaşımları izleyen ve beğenen dostların desteklerinin yanısıra, yüksek lisans ve lisans öğrencim olup da bir süredir görüşemediğim arkadaş-larla aynı platformda buluşma şansını yakalamış olmak beni özellikle mutlu ediyor. Uzunca bir süre kendimce sessiz kaldıktan sonra Üsküdar Üniversitesinin kuruluşuyla yaşadığım hareketlenme ve ardarda gelen kitaplar, BİLGİ’nin, öyle görünmesine rağmen, tek kişilik bir birikim olmadığının ve paylaşılarak, beliren somut ihtiyaçlara göre varolduğunun ve büyüdüğünün en belirgin ifadesi. Bende bunu yeniden yarattıkları için en başta meraklı ve çalışkan öğrencilerim sağolsun!”
Bu bölümde, Tokso (Toksoplazmozis) başta olmak üzere bazı parazitlerin beyin ve dolayısıyla davranışlar üzerindeki şaşırtıcı ve korkutucu etkileriyle ilgili bazı paylaşımlarda bulunacağım. Kaynağım, Stanford Üniversitesi kıdemli nörobiyologlarından, “Bir Primatın Hatırası” ve “Zebralar Ülser Olmaz: Stres ve Stresle İlgili Rahatsızlıklarla Baş Etme Rehberi” Kitaplarının yazarı Robert Sapolsky. Kısaltarak paylaşacağım.
“ Nörobilimde araştırmaya başladığım tümüyle yeni bir alan mevcut. Bu alan davranışlarımızı değiştiren tuhaf parazitlerle ilişkili. Dışarıda, her yerde organiz-malara girerek yerleşen çok değişik parazitler var ve bunlar bazen konakçılarının davranışlarını bile değiştirebiliyorlar.
Bunlardan bazıları oldukça hayret verici. Yengecin sırtına tutunan bir kaya midyesi türü var örneğin. Yengeç erkek ise ona östrojen hormonu geçirebiliyor. Bu aşamada erkek yengecin davranışları dişi yengece benzer bir durum göstermeye başlıyor. Erkek yengeç sanki yumurtlayacakmış gibi kumda delik açmaya başlıyor. Bu deliğe kaya midyesi yumurtalarını bırakı-yor. Benzer bir biçimde, eşek arısı tırtılı parazitleş-tiriyor ve ona yuvasının bekçiliğini yaptırıyor.
Laboratuvarımda üzerinde araştırmalar yaptığım parazit tek hücreli bir canlı olan toksoplazmozis. Tokso’nun bir çok insanın ilgi alanına girmesi kedi besleyenlerle özel ilgisinden kaynaklanıyor. Bu özel ilgi, kedi besleyenlerin hamile kalma durumunda özel tehlikeler içermesinden dolayı artıyor. Tokso, kendisini yalnızca kedilerinin barsaklarında üretebilir. Üreyen tokso kedi dışkısıyla dışarı çıkar ve kedi kumu ya da kedi yatağı aracılığıyla bulaşabilir. Toksonun hamilelik sırasında ana karnındaki çocuğa bulaşması yol açabileceği sonuçlar açısından tam bir felaket kabul ediliyor. Bu sonuçlara bakmadan önce toksonun hayvan deneylerinde yol açtıklarına bakalım. Buna sıçan deneyleriyle bakmayı denedik. İlk yaptığımız şey toksoyu bir sıçanla tanıştırmak oldu. Bağırsaklarından sinir sistemine göçmesi yaklaşık 6 hafta sürdü. Amacımız beyinde nerelere gittiğini anlamaktı. Beyinde yaygın kistler oluşturdu, beyni İsviçre peynirine dönüştürdü. Hayal kırıklığı yaşadık çünkü özel olarak nereye gittiğini bulamamıştık.
Fakat deneylerden vazgeçmedik ve aramaya devam ettik. Daha sonra ortaya çıktı ki, tokso tercihen beynin korku ve endişe duymayla ilgili bölümünü, amigdal denen bölgesini seçiyor. Amigdal beyinde korku koşullanmasının yapıldığı yer. Amigdal stres bozukluğu yaşayan insanlarda aktif olan beyin bölgesi. Tokso bu bölgeye gidiyor ve bu bölgedeki hücre ve bağlantıları kemiriyor, burayı boşaltıyor. Peki bu durumda neler oluyor ya da olabilir?
Önce hayvanlara daha sonra insanlara bakalım. Normal sıçanlarda ortama toksolu kedi idrarını koyduğunuzda tam da beklediğimiz gibi, hayvanların stres hormonu yükselir ve bu beynin klasik korku devrelerini harekete geçirir. Buna karşılık, tokso bulaşmış sıçanlar alın ve onları kedi idrarına kokusuna maruz bırakın. Bu hayvanlar tokso bulaşmış beyinlerinde stres hormonu yükselmediğinden ve korku devreleri harekete geçemediğinden kediye karşı artık tehlikeli bir yaratık gözüyle bakmayacaklar, hatta kedinin kendisinin olduğu bir ortamda ona doğru yaklaşım göstererek onun yemi olacaklardır. Diğer bir şey, tokso bulaşmış erkek sıçanlara kedi idrarı koklatıldığında bir süre sonra testisleri büyüyor. Yani tokso beyinde cinsel uyarı da yapıyor ve erkeklik hormonunu fazlaca salgılatıyor. Bu durumda tokso bulaşmış beyinleriyle sıçanların kedilere seks yapa-bilecekleri bir partner olarak bakması da doğal oluyor. Kısacası tokso deney hayvanlarını evrimsel bir özelliklerinden sıyırıyor onları stressiz ve korkusuz yapıyor.
Sadece bu da değil. Toksonun beyinde yaptığı bir şey daha var ki, o da hayvanları sadece korkusuz yapmıyor aynı zamanda uyarana karşı çok sempatik davranma-larına yol açıyor. Çünkü beyinlerinde ödül ve haz mekanizmasını da uyarıyor. Bu nasıl oluyor? Tokso genomuna bakıldığında tirozin hidroksilaz isimli genin iki türü var. Tirozin hidroksilaz beyinde dopamin yapımında rolü olan kritik bir enzim. Beyinde dopamin yükseldikçe ödül ve haz beklentisi de yükseliyor. Yani özet olarak tokso, bu ortak gen nedeniyle tüm memeliler dünyasının ödül sistemine girebilecek bir yapıya sahip.
Ya insanlar? Tokso insanlara neler yaptırabilir? Buna bakmadan herkesin iyi bildiği kuduz virüsüne değine-lim. Bu virüs beyne girdikten sonra kişiyi resmen çıldırtıyor. Zaten kuduz tanısı da köpeğin ya da kuduran insanın beyninin incelenmesiyle konuyor. Onun için tokso ilk örnek filan değil.
Araştırmalar şunları gösteriyor;
* Tokso bulaşmış erkeklerde yapılan nöropsikolojik testlerde bu kişilerin diğerlerinden daha atak, korkusuz ve fevri oldukları gösterilmiş,
* Tokso bulaşmış insanların trafik kazalarında ölme oranı 3-4 misli fazla,
* Tokso infeksiyonuyla şizofreni arasında istatistiksel bir ilişki olduğunu gösteren çok sayıda araştırma var, bu hastalık tokso bulaşmış olanlarda daha yüksek oranlarda görülüyor,
* Hamileliklerinde evde kedi olan annelerle şizofreni arasındaki ilişki üzerine bol miktarda literatür var.”
Paylaşımımızı tamamlıyorum.
Bu paylaşımımızdan, genel kültürümüzü arttırması dışında ne gibi kıssadan hisselerimiz olabilir?
1. Davranışlarımızla beynimiz arasındaki çok yönlü ilişkilere bir katkı da, bilmeyerek ya da önemseme-diğimiz bir şekilde bize bulaşmış parazit ve virüslerden geliyor.
2. Son zamanlarda, çoğu da dış kaynaklı olmak üzere, sosyal medyada bebeklerle evcil hayvanları, ağırlıklı olarak kedi ve köpekleri sarmaş dolaş, ağız ağıza, burun buruna, salya salyaya gösteren videolar çok beğeniliyor. Çocuklar hayvansever bir ortamda büyüsünler diye buna izin veren hatta teşvik eden anne-babalar aslında ne yaptıklarını bilmiyorlar, o hayvanlar aşılı olsalar bile!
3. Hamilelik döneminde evde özellikle kedi besleyenlerin hem kendileri hem de karınlarındaki çocuklar için çok dikkatli olmaları gerekiyor.