YENİ

KUZGUN VE KARGA AKLI ÇOK ETKİLEYİCİ AMA MİSTİFİKASYONA DİKKAT!

Bu sabah elime NOTOS ÖYKÜ, İki Aylık Edebiyat Dergisi’nin, Haziran- Temmuz 2017 sayısı geçti. Derginin içinde bulunan ilginç dosyalardan birisi hemen dikkatimi çekti. Bu, John Berger’le uzun yıllar öncesi yapılmış bir söyleşiydi ve adı “Resme dair konuşurken bile hikayelerle içli dışlıydım” idi.

Dergiye bu sabah Bostancı İskelesindeki küçük bir büfede raslamış ve almıştım. Daha Burgaz’a dönmeme saatler vardı ve ben günler öncesinden aldığımız bir beyaz eşyayı, günde bir kez adalara servis yapan yük motoruna yükletmek ve başında üçüncü durak olan Burgaz’a getirmek için orada bulunuyordum. Yük motoru servisi adalar için hayatidir çünkü adalara buzdolabından beton çivisi ve ampüle kadar aklınıza gelebilecek her şey ana karadan bu motorlarla taşınır. Bu motorlardan haberli olan herkes, adalardaki tüketim ve ihtiyaç maddelerinin neden biraz daha fiyatlı olduğunu kolaylıkla anlayabilir.

Motorun kalkış saati 10.15’di. (bugün 10.30’da kalktı) ve Burgaz’a saat 12 sularında varması bekleniyordu. Neyse, ben yük motorunun arka güvertesinde buzdolapları, mobilyalar ve karpuzlar arasında oturacak bir yer bulup Berger’in söyleşisini okumaya başladım ve ardından hemen motor kaptanından bir kalem edinerek etkilendiğim bazı cümlelerin altlarını çizmeye başladım. Burgaz’a vardığımızda, söyleşi henüz bitmemişti ama yanlarına ikişer yıldız koyup numaraladığım 9 tane kaynak düşünce ya da üzerinde düşünülmesi gerektiğine inandığım kaynak oluşmuştu bile. Bunları önümüzdeki günlerin paylaşımlarında gruba yazmayı düşünüyorum ama bir tanesini, 8 numaralı olanını, kuzgun ve karga örnekleriyle gündeme gelen hayvan aklı, daha doğrusu hayvan akılları konusundaki şaşkınlığımızla ilgili olarak paylaşmaya karar verdim. John Berger, genel olarak, hayatımızda daima gizemli kalmaya eğilim gösteren şeylerle ilgili görüşü sorulduğunda şöyle demişti benim 8 numara olarak işaretlediğim ifadesinde,“ Mistifikasyondan hiç hoşlanmıyorum. Kişinin kullandığı her kelime, mistifikasyon tortularından arındırılmalıdır. Öte yandan, gizemi de kabul etmek gerek, ama bu tamamen farklı bir şey”

Yanlış yapmayayım diye mistifikasyonun sözlük anlamlarına baktım. Hiç de sürpriz olmayacak biçimde, Türkçe sitelerde, her konuda yapmaya alıştığımız gibi, bu kelimenin ideolojik ve siyasi anlamları vardı. Ararken Karl Marx’la da karşılaş-tım, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile de. İsmi lazım değil bazı geyik sitelerinde aşırı bir yana çekilmiş ve kasten sulandırılmış tarifler de vardı. Yine Türkçe sitelerde bunun davranış bilimleri açısından ya da insan psikoloji açısından ne anlam ifade ettiğine dair hiçbir ifadeyle karşılaşmadım. Bu duruma koskocaman bir “YETTİ ARTIK” demek geldi içimden! Ne kadar bir yöne çekilmiş zavallı algılama dünyası bizimki! Sonra hani sık sık “yabancı” dediğimiz, ancak bir çok şey konusunda daha doğru ve yeterli bilgi sağlayan İngilizce sitelere yöneldim ve kavramı davranış bilimleriyle ilgili olarak araştırdım. Sonunda International Encyclopedia of Social Science’de Mystification maddesinin girişinde şöyle bir cümleye rasladım;

“The obfuscatory dimension of human reason has been a subject of Western philosophical investigation since Aristotle, and the term mystification has been deployed in various ways to explain how deception, disguise, and dissimulation play a role in driving human behavior.”
Özetle; “Mistifikasyon, Aristo’dan beri batı felsefesinde yer alan bir kavram olarak, insan mantığının neden-sonuç değerlendirmelerinde gerçekliği olmayan, gerçeği değiştiren ve nedeni konusunda belirsizlik yaratarak insan davranışlarını yönlendiren bir bilgi ya da algı türüdür.”

Şimdi bunun kuzgunla kargayla ne ilişkisi var? (diyenleriniz olabileceğini ya da çoğu zaman olduğu gibi biraz uzadığını hissedenleri varsayıyorum) Aslında hakikaten bunun kuzgunla ve kargayla, diğer hayvan akıllarıyla ya da hayret verici olgularla bir ilişkisi yok. Niye olsun ki; kuzgun ya da karga testinin içindeki suya ulaşırken muhtemelen çok gizemli değil çok doğal davranıyorlar. Konu onlarla ilişkili değil. Konu bizlerle ilişkili, daha doğrusu bizim düşünme sistemimizle ilişkili. Nasıl mı? 
Bugün sabahtan grup üyemiz Dr. Barış Önen Ünsalver’in önerdiği bir çocuk videosunu yayına soktum ve seyrettim. Bu çok kısa ve anlamlı videoda 6-7 yaşlarındaki çocuklar öğretmenlerine beyinden söz ediyorlardı (Bu arada konunun anlaşılabilmesi açısından arkadaşların bu kısa videoyu seyretmelerini öneriyorum) Ne diyorlardı? İnsan beyninde yer alan ve ilgili ilgisiz bir çok büyüğün bilmediği özel alanlardan söz ediyorlardı? Bu çocuklar nasıl edinmişlerdi bu bilgileri? Herhalde sınıf ortamında görülen öğretmenleri yoluyla yani resmileşmiş, kesinleşmiş bilgiler olmasaydı bunlar öğretilmezlerdi.

Şimdi gelelim (aslında gelmeye gerek kaldı mı bilmiyorum) bizim bazı hayvanların aklıyla, zekasıyla ilgili olarak yaşadığımız derin hayrete! Hemen söyliyeyim, Barış’ın videosundaki çocuklar bu hayvanların davranışları konusunda bu kadar derin hayrete düşmezlerdi herhalde! Çünkü o çocuklar zaten bu yaşlarda önemli beyin bilgilerine sahip olmuşlardı artık! Peki biz niye bu kadar hayrete düşüyoruz? Açık söylemek gerekirse, hayretimizi merakla ve merakımızı bilgiyle desteklemediğimiz için! İnsan beyninin altın kuralıdır: Merak ettiği bir şey bilgiyle ve karşılaştırma-larla beslenmezse ya da desteklenmezse beyin mantık yürütme sistemiyle kendi açıklamasını bulur. Bunu İNANIYORUM O HALDE VARIM isimli çok satmayan kitabım-da göstermeye çalışmıştım.

Eğer bir hayret ve merak bilgiyle desteklenmezse her zaman varacağı nokta aynıdır: MİSTİFİKASYON VE NEYİ MİSTİFİYE EDİYORSAN ONA İNANIRSIN VE ÜSTELİK DOĞRU SANARAK! İSTİYORSANIZ OKUMUŞ OKUMAMIŞ İNSANLARIN SOSYAL TERCİHLERİNE VE GÖRÜŞLERİNE BAKIN! 

Biraz uzattığımın farkındayım. Ama ben ÜÇÜNCÜ KÜLTÜR GRUBU’NU bu amaçla kurdum. Kavramların altını eşelemek ve sözü uzatmak için! Bizden farklı canlıların (ve de insanların) davranışlarını merak mı ediyoruz? Seyrettiğimiz hayvan videoları konusunda çok mu etkileniyoruz? Gizemli oldukları doğru ama bu gizem mistifikasyona dönüşmemeli. Unutmayalım, altı yaşındaki çocukların öğrendiklerini biz de bilebiliriz. Bunun bir yolu var mı? Elbette ki var; Üstün kabul ettiğimiz aklımızla “kuş” dediğimiz bazı canlıların davranışla-rını anlamakta zorluk mu çekiyoruz? Sonunda, “onlar bizden daha akıllı” noktasına (ki yanlış) varmadan hepimiz amatör ornitolog, amatör mamalog, amatör pedagog olmalıyız ve içimizdeki mistifikasyonu söndürmeliyiz. YETERİ KADAR BİLGİ : VAR BİZLERİ BEKLİYOR.

 

Yorum Yapılmamış

Sağ Beyin-Sol Beyin Testi
2017-07-04 09:14:02 İnternette çok sayıda sağ beyin-sol...
Beyin ne organıdır?
2017-04-17 11:58:25 Beyin ona sahip olan bütün...
Beynin girintili-çıkıntılı yüzey yapısının bir anlamı var mıdır?
2017-04-17 13:15:12 Beyinlerde gördüğümüz girintili-çıkıntılı yüzey yapısının...
OTİZM VE BEYİN-1-
2017-05-30 08:56:14 İşte ortada kalmış konulardan biri...
BEYNİ SADECE KENDİMİZE BAKARAK ANLAYABİLİR MİYİZ?
2017-07-20 10:32:06 Susuzluktan ha öldü ha ölecek...